8 Mayıs 2006 Pazartesi günü Yemekhanenin EEF’ye bakan girişindeki şemsiyeli masalarda Teknik forumda tartışmaları okuyan birkaç öğrenci buluştuk ve, Teknikforum’dan ilgili başlığı okuyup merkez kantine gelen öğrencilerin bulunduğum masayı bulmaları için şemsiyelere iki Türk Bayrağı astık. 9 Mayıs’ta bir protesto yürüyüşü düzenleyelim diye konuştuk. Olağanüstü hassastık ve PKK’lıların elini kolunu sallayarak gerilla yürüyüşü yaptığı bir okulda olayların kavga gürültü şeklinde gelişmesini istemiyorduk. Aman “Kavga çıkmasın, protesto yürüyüşü ne CHP ne de MHP gibi bir siyasi gruba mal edilmesin bu sebeple siyasi partilere, gençlik kollarına vb. davet gönderilmesin, megafonu nereden buluruz, katılım olur mu, katılanlara nasıl bir konuşma yapılır kim yapacak vb. gibi konuları konuştuk. Nihayetinde düzgün konuşan bir arkadaşın Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okumasını kararlaştırdık. Bu esnada yağmur başladı fakat aramızdan ayrılan kimse olmadı, bilakis birbirimize daha sıkı sarılarak yapacağımız işe odaklandık. Heyecanlıydık… Şemsiyelere asılı bayraklar sayesinde sayımız dakikalar içinde arttı.
PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ PLANLAMALARI ve ÖRGÜTÇÜLERİN TAHRİKLERİ
Aman “Kavga çıkmasın, protesto yürüyüşü ne CHP ne de MHP gibi bir siyasi gruba mal edilmesin bu sebeple siyasi partilere, gençlik kollarına vb. davet gönderilmesin, megafonu nereden buluruz, katılım olur mu, katılanlara nasıl bir konuşma yapılır kim yapacak vb. gibi konuları konuştuk. Nihayetinde düzgün konuşan bir arkadaşın Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okumasını kararlaştırdık. Bu esnada yağmur başladı fakat aramızdan ayrılan kimse olmadı, bilakis birbirimize daha sıkı sarılarak yapacağımız işe odaklandık. Heyecanlıydık… Şemsiyelere asılı bayraklar sayesinde sayımız dakikalar içinde arttı.
Bir el ilanı ile yarınki yürüyüşümüzü duyuralım diye konuştuk, bir arkadaşımız kalem kağıt çıkarttı ve gelen arkadaşların katkısıyla aşağıdaki metni kaleme aldım. Fotokopi ile çoğaltılması için hemen aramızda üçer beşer para topladık. Fazla para toplantı fakat kimse verdiği parayı geri almaya yanaşmıyordu… Aramızdan iki kişi kağıdı aldılar ve metni çoğaltmak için fotokopiciye gittiler…
Kaleme alınan ve dağıtılan duyuru metni
7.5.2006 tarihinde sabah saat 06.00 sırasında üniversitemiz maslak yerleşkesindeki Gölet Yurtları önüne gelen 40 kişi civarında PKK yandaşı gösteri yapıp, elebaşı lehine sloganlar atmışlardır. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin mirasçıları olarak, 233 yıllık bir eğitim kurumu olan İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bu gibi halkın huzurunu bozacak eylemlere izin vermeyeceğimizi belirtmek ve yetkilileri göreve çağırmak için 9.5.2006 günü saat 13 de 75. Yıl Öğrenci Merkezi önünde toplanıp rektörlük önündeki Atatürk anıtına yürünecektir. Yürüyüşe varsa Türk Bayraklarınızı da getirmeniz rica olunur.
Not: Bu yürüyüş hiçbir dernek, parti, oluşum vs. tarafından organize edilmeyip, üniversitede PKK militan ve destekçilerini görmek istemeyen herkesin katılımına açıktır.
Bu esnada yan masada uzun saçlı sakallı, 25-26 yaşlarında iki kişi bize bakıp kendi aralarında konuşup sırıtıyorlardı. Yanlarına gittim ve “İlgilisiniz galiba siz de katılmak istemez misiniz?” diyerek gençleri masaya davet ettim. Daha sonra adının öğrenci kolektifleri örgütü üyesi F.U. olduğunu öğrendiğim şahıs, “Yok. Böyle iyi. Biz zaten dinliyoruz” diye yanıtladı..
Bu iki provokatör, yarım saatten fazla tüm konuşmalarımızı dinledi. Gerginlik çıkartabileceklerini bildiğimiz için “neden dinliyorsunuz” diye sormadık. Ardından bu iki “erkete” kalktılar ve şenlik alanına gittiler.
Az sonra fotokopiye gidenler geldi. Fotokopiye giden arkadaşların geldiğini gören iki erkete de hemen damladı.
MERKEZ KANTİN’DE EL İLANI DAĞITMAYA BAŞLADIK
Görev paylaşımı yapıldı ve bu iki provokatöre aldırmadan merkez kantine girip fotokopileri dağıtmaya başladık. Herkes bir miktar el ilanı alıp yemekhaneye ve kantine girmişti. Bu dağıtım olayı sırasında saat 13.50 civarlarıydı. Arkadaşlar 20 dk içinde dağıtımı bitirdiler ve dışarıda dağıtım yapma amacıyla şemsiyelerin bulunduğu alana çıktılar. Bu arada, sonradan gençlik muhalefeti örgütünden olduğunu öğrendiğim E. adında bir kadın gelip el ilanlarını almak için müdahalede bulundu. El ilanlarını vermeyeceğimizi söyledik. Ardından hışımla şenlik alanına doğru yol aldı..
PKK VE PKK MUHİPLERİNİN SALDIRISI
Dışarıda dağıtıma henüz başlamıştık ki, şenlik alanına giden kadın yanında 30-35 örgütçü militan ile birlikte geri döndü… Ellerinde kalın demir sopalar vardı. Biz de bayrak astığımız şemsiyenin altında toplanmıştık fakat ne bir kavga, ne de örgüt tecrübemiz vardı. Şahsen ben belki tekme tokat saldırırlar diye düşünüyordum fakat demir sopalarla, döner bıçağı gibi uzun bıçaklarla saldıracaklarına ihtimal vermiyordum. Malesef ihtimal verdiğim olay gerçek oldu…
Saldırıdan kısa bir kesit: https://www.youtube.com/watch?v=stNFhtmlY1E (kayıt alan cihazların gasp edildiğini hatırlatayım. Kurtarılabilen ender saldırı videolarından.)
Öğrenci olduğunu bildiğimiz insanlar da vardı grupta, dışarıdan geldiği belli olan tipler de… Aynı sıralarda, aynı amfilerde ders gördüğümüz arkadaşlarımız bıçaklarla ve sopalarla merkez kantin önünde kim varsa saldırıyordu. Örgütlü değildik, böyle bir kavgaya hazır değildik, karşılık veremedik…
Arıyorum İTÜ gazetesinin fotoğraf makinasını gasp ettiler. Kadir isminde bir öğrencinin telefonunu gasp ettiler. O hengamede aklımda kalanlar bunlar, başka telefonla görüntü almaya çalışanları darp ettiler, telefonlarına el koydular. Hepimizi dağıttıktan sonra yemekhaneye dalarak “İTÜ Faşizme Mezar Olacak” şeklinde, sopaları da kaldırarak sloganlar atmaya bağladılar.
Yemekhane dışında bulunan herkes az çok yaralandı… Şemsiyede asılı olan Türk Bayrağı zarar görmesin diye, bir arkadaş bayrağı aldı ve katlayıp cebine koydu. Jeton satılan kabinlerin içine girerek bayrağı korudu…
Bu PKK’lılar ve PKK muhipleri sanırım aşağı yukarı bir 10 dakika süren saldırıdan ve ardından gelen 10 dakikalık propaganda faslından sonra “İTÜ Faşizme Mezar Olacak” şeklinde sloganlar eşliğinde yemekhaneden çıktı ve şenlik alanına gittiler. Giderken yolda bulunan iki arabanın da camlarını indirdiler.
Kaçarak üniversiteyi terk etmediler. Şenlik alanında halaylarına devam ettiler. Bu esnada E. ismindeki kadın, “Evet arkadaşlar, faşistleri döktüğü kanda boğduk” gibi kendilerini gaza getirici birşeyler anlatıyordu… İTÜ’lüler hem ölümüne dayak yedik, hem de iki dakikada faşist ilan edildik. Benim için dönüm noktasıdır.
PKK’lıların sloganlarla yemekhaneden ayrılması ilk grup komple yaralanmış, korkmuş ve dağılmıştı. Etrafta bulunan öğrenciler yeniden organize oldular ve şenlik alanındakilere lanetler okuya okuya yaralı arkadaşlarına ilk yardım yapmaya başladılar. Bir saldırı daha olmasın diye 155’i, 156’yı aradık ne polis ne de asker müdahale etti. Üniversitenin güvenlikleri kendilerini korumaktan acizdi.
4 arkadaş ciddi şekilde yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. Daha sonra bu dört arkadaşın isimleri gazetelerde yer aldı. Bir çok arkadaş korkularından şikayetçi olmadı. Bildiğim kadarıyla tüm o hengamede sadece bir arkadaş şikayetçi olmuştu. (F.A.) Onu da daha sonra bir şekilde ikna ettiler…
Yaralılar hastaneye kaldırıldıktan sonra tartaklayanlar tekrar yemekhaneye doğru geldi. Öğrencilerin arasında ellerinde sopalarla, sanki yaptıkları eseri seyretmek ister gibi gezdiler…
Saatler sonra polis sayısı arttı ve teröristler şenlik alanına çekildiler. Ellerindeki demir ve tahta sopaları polisin almasına direndiler. Hatta bir komiserin elinden sopalarını geri aldılar.
HİÇ KİMSE CEZA ALMADI
Polis herhangi bir müdahalede bulunmadı. Bu olaylar sebebiyle geçtiğimiz 11 senede kimse ceza almadı.
İTÜ GERÇEKLERİ 